29 Ekim 2016 Cumartesi

Osmaniye


Yer fıstığı alışverişimizi yaptığımız yerden tavsiye edilen Nazar Lokantasında yemek yedik ardından geziye başladık.

Osmaniye pazarına denk geldik ama çok fotoğraflayamadım maalesef ...




KASTABALA
Karatepe-Aslantaş ören yerine ulaşan yolun doğusunda bulunan kalenin eteklerinden başlayarak kalıntıları çepeçevre birkaç km²lik alanı kaplayan Kastabala Ören Yeri

kalabalık bir grup vardı. bu kadar kadraj dışı bırakabildim:)

Bodrum Kalesi adını taşıyan 13. yy. dan kalma bir kale yükselmektedir.




KARATEPE ASLANTAŞ







Karatepe Adana’nın yaklaşık 135 km doğusunda, Osmaniye iline 25 km Doğusundaki Aslantaş Baraj Gölü kenarında Doğal bir tepenin üzerinde Toros Dağları’nın eteklerindedir..
Karatepe-Aslantaş Açık Hava Müzesi’nin bulunduğu yer, Anadolu’daki diğer ören yerlerinden çok farklıdır. Burası, Aslantaş Barajı’nın yapılmasıyla üç tarafı baraj golüyle çevrilmiştir.Müze, bir yarımada üzerinde ve etrafı ağaçlarla kaplıdır. Karatepe'nin yanındaki eski kervan yolu; Hititlerden önce, Hititler döneminde ve Haçlı Seferleri sırasında kullanılmıştır.
 Hitit Kralı Asivatas tarafından kuzeyden gelecek saldırılara karşı bir sınır kalesi olarak kurdurduğu Asitivada (Aslanta-Karatepe) Kalesi’nin çevresi günümüzde Açıkhava Müzesi’dir.
Kurucusu ASATİVADA adını alan bu yer, MÖ 725-720'de Asur kralı V. Salamonsor, M.Ö. 680 yılında Asarhaddon tarafından ele geçirilmiş, yakılıp, yıkılmıştır.



Yakın zamanlara kadar Yörüklerin göç yolu da olmuştur. Müze girişinden önce güzel bir alan mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Karatepe'nin iki önemli kapısı vardır
Güney-batısındaki giriş kapısında iki aslan heykeli vardır. Çeşitli yerde esmer ve açık sarı, sert taneli bazalt taş üzerinde duvar kaplaması niteliğinde, o günün yaşayışını sergileyen çeşitli figürler (taş kabartmalar). Finike ve Hitit hiyeroglif yazıları ve yaklaşık üç metre boyundaFırtına Tanrısı’nın heykeli bulunmaktadır. Kuzeydoğusunda ki giriş kapısında insan başlı, aslan gövdeli, karşılıklı iki sfenks vardır.

en doğal merdiven


Bazalt taşlar üstündeki yazılardan bir örnek :
“Adanava kralı ben Asitivadas’ım. Güneş İlahı’nın adamı, Fırtına Tanrısı’nın kulu, Avarikos’un büyük yaptığı Adanava memleketini, doğusuna, batısına genişlettim. Komşu krallarla iyi geçindim. Karşı gelenleri ayağımın altına aldım, ezdim. Bolluk ettim. Açları doyurdum, huzur ve güveni sağladım. Silahlı erkeklerin gezemediği bu yerlerde Genç ve güzel kadınların yalnız başlarına Kirmen eğirerek huzur ve güven içinde gezmelerini sağladım. Kim, benim yaptığımın bu kaleyi ve kapıyı yıkar, bu nizamı bozarsa. Tanrı belasını versin. Yalnız benim adım ölümsüzdür, güneş ve ay gibi”..



emziren tanrıça diye adlandırılan bu kabartmayı
anne sütünün önemine dair sağlık bakanlığının yaptığı afiş çalışmasında kullandığını söyledi konuya ilgili ve hakim olan müzenin güvenlik görevlisi...bize bir rehber edasıyla bilgilerini aktardı...teşekkür ederiz belki denk gelir bu yazıya okuma fırsatı olur.

Sağ ve sol odacıklarda Güneş Tanrısı rölyefi ve diğer çeşitli rölyefler ile karşılıklı aynı metin olmak üzere, Çivi yazılı ve Hitit hiyeroglif yazıları bulunmaktadır



Halet Çambel


Karatepe, 1946 yılına kadar bilinmeyen bir yer iken, tesadüfen bulunarak,öğretmen Ekrem Kuşçu tarafından o dönemdeki Adana Müzesi Müdürü Naci Kum’a bildirilmiştir. 1946 yılında Alman arkeolog Prof.Dr. H.Th.Bossert başkanlığında kazı çalışmalarına yapılmıştır.
Hattuşaş'ın bulunduğu Boğazköy'de, stajyer olarak başladığı kazıları hayatı boyunca sürdüren Halet Çambel, bilim dünyası tarafından “Hitit hiyerogliflerinin çözüldüğü yer” olarak tanınan Karatepe-Arslantaş Höyüğü'nde, Türkiye’nin ilk açık hava müzesini kurmuştur. Karatepe kalıntılarının ortaya çıkarılmasına ve Hitit dilinin çözülmesine katkısı büyüktür.
1946 yılında Kayseri-Adana arasında kalan bölgedeki Hitit eserlerini incelemek için Bossert ile bilikte çıktıkları gezide Karatepe bölgesindeki kalıntılara ulaşmalarıHaletÇambelin kariyerinde belirleyici oldu.  Karatepe-Arslantaş Höyüğü’nde Bossert tarafından başlayan kazı çalışmalarına 1952’den sonra Çambel başkanlık etti. Karatepe’de ortaya çıkarılan arkeolojik buluntuların restorasyonu, korunması ve sergilenmesi için bir açık hava müzesi kurulmasına önayak oldu. Akyaka evlerinin mimarı olmakla ünlü Nail Çakırhan'ın eşidir. 2014 yılında 98 yaşında vefat etmiştir.

Adana

Adana

Yorucu bir yolculuk ve şaka gibi bir Adana Öğretmenevi odasında konaklamamız ardından Merhaba Adana dedik. Öğretmenevindeki oda bana jolly tur un cinnetten bir köşe reklam filmini anımsattı. izlemediyseniz tavsiye ederim. ne zaman çok kötü bir mekanla karşılaşsam reklam filmindeki şifre kodlamasındaki büyük 9 :) tabiri ile durumu özetliyorum:))  Adanalılara yazın Güneşe ateş etmeyin diye uyarıda bulunulduğunu düşününce gezebileceğimizi pek düşünmüyordum ama :)) başardık çok şükür..
güneşe ateş etme olayı ise şöyle:)
Geçtiğimiz sene Adana’da aşırı sıcaktan bunalıma giren iki kişi, "Kardeşlerimizin ve bizim artık dayanacak gücümüz kalmadı. Isını azaltacak azalt. Yeter la yeter. Yaktın kuruttun bizi” diyerek güneşe ateş açmış, daha sonra gözaltına alınmıştı.


Seyhan Belediyesi, “Adanamızın meşhur kavurucu sıcakları geldi. Yaniyürükkkkkkk. Vatandaşlarımıza gerekmedikçe saat 11.00-16.00 arasında dışarı çıkmamalarını, kanala girip çimmemelerini ve güneşe ateş etmemelerini önemle rica ederiz" notu ile fotoğraf paylaştı.



Oğlumun arkadaşlarından duyduğu ..tatilde arada sırada söylediği 'Adana merkez patlıyo herkes'  nidası Adana'da da yankılandı:)
Adana gezimiz Taşköprüyle başlasın...


TaşköprüSeyhan Nehri üzerinde, Adana kent merkezinde, Adana (Seyhan) ve Karşıyaka (Yüreğir) yakalarını birleştiren, dünyada hala kullanılan en eski köprüdür.
Adana'nın simgesi olarak kabul edilen köprü, bir Roma dönemi eseridir. Taşköprü'nün Roma İmparatoru Hadriantarafından yaptırıldığı ve Roma İmparatoru Justinianus zamanında ciddi şekilde onarıldığı aktarılmaktadır. Seyhan Nehri üzerinde bulunan, aslen 21 gözlü olan köprü, Seyhan Nehri'nin ıslahı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü olarak hizmet veriyor. İlk yapıldığında yarı yarıya daha dar olan köprü daha sonra genişletilmiştir. Köprünün her iki girişinde de şu anda mevcut olmayan taç kapısı olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde birkaç kez onarılan Taşköprü, günümüzde de hizmet vermeye devam etmektedir. 310 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 11.40 metredir.
(kaynak vikipedia)



Sabancı Merkez Camii, Seyhan Nehri'nin batı kıyısında 1998 yılında hizmete açılmış cami 28.500 kişiye  ibadet imkanı sağlaması nedeniyle Balkanların ve Orta Doğu'nun en büyük camisi kabul ediliyormuş.Klasik Osmanlı mimarisi tarzında yapılmış ve Genel görünüm olarak Sultan Ahmet Camii’ne, plan ve iç mekân olarak Selimiye Camii’ne benziyormuş.


4 yarım-kubbe, 5 kubbe, 6 minaresi vardır; bunlar 4 halife ve 4 mezhebe, İslam’ın 5 şartına, imanın 6 şartına karşılık gelmektedir. 32 metre çaplı ana kubbe 32 farza, avludaki 28 kubbe Kur'an’da adı geçen 28 peygambere, ana kubbedeki 40 pencere Muhammed'in peygamber olduğu yaşa ve 40 rekat namaza, 99 metrelik 6 minare Allah’ın 99 güzel ismine karşılık gelir. (kaynak vikipedia)



 Köprüden bakış


Adana Ulu Camii
Ramazanoğulları Beyliği’nin başyapıtı olan camii, şehrin en önemli tarihi yapılarından birisidir. 1998 yılında Sabancı Merkez Camii’nin hizmete açılmasına kadar Adana’nın en büyük camisi olma özelliğini korumuştur.
Yapımına Ramazanoğlu Halil Bey tarafından 1509’da başlandı; Halil Bey’in ölümü üzerine oğlu Piri Mehmet Paşa tarafından 1541 yılında tamamlandı. Ramazanoğlu Halil Bey ve Piri Mehmet Paşa ile Mehmet Paşa’nın iki oğlu caminin güneydoğusundaki 1541 tarihli türbede yatmaktadır.





Ulu Camii Medresesi















Sultan Abdülaziz döneminde Avrupa'ya kaçarak Genç Osmanlılar arasına katılmış ve gazete çıkararak devrin hükûmeti ile mücadele etmişti; yurda dönüşünde çeşitli valiliklerde bulunmuş ve son görev yeri olan Adana'da hayatını yitirmiştir.(1880)
"Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" ve "Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" gibi kimi beyitleri darb-ı mesel olmuştur.
Büyük Saat 
 Türkiye'deki en uzun saat kulesidir ve uzunluğu 32 metredir. inşasına Ziya Paşa ile başlandı ve 1882 yılında (Abidin Paşa zamanında) tamamlandı. Büyük Saat tarihte modernleşmenin simgesi olarak görülmüştür.

Kulenin inşası sırasında Osmanlıda Saat kuleleri vardı. Bu saat kuleleri arasında en uzunu Büyük Saattir. İkincisi ise Dolmabahçe Saat Kulesi

Karacaoğlan
17'nci yüzyılda yaşamış. Yaşadığı yer ile ilgili değişik rivayetler olmasına karşın, Osmaniye ili Düziçi ilçesi Farsak köyünde doğduğu rivayeti ağırlık kazanmış.Osmaniye 1996 yılına kadar Adana'nın ilçesi olduğu için haliyle bu heykel ile karşılaşmamız şaşırtıcı değil... bu da genel kültür olsun hepimize :)



Sıcağa Karşı Klimalı Otobüs Durağı
(mavili yer)