2 Aralık 2014 Salı

Bratislava - Slovakya

           Bratislava, Çekoslovakya dağılıp bölündükten sonra Slovakya’nın başkenti olmuştur.
Viyana’dan sadece 80km uzakta olduğu için ulaşım çok kolay.Para birimi olarak euro kullanıyorlar.  
Şehir genel olarak temiz, güvenli ve gezmesi kolay.Hostel filmi burada çekilmiş ama filmle zıt bir görüntüdeymiş. Filmi izlemediğim için yorum yapamıyorum şu an :))


Tuna nehri kıyısı

Bratislava  güvenli, kendi halinde ufak bir şehir.Gezilecek yerlere gelirsek beklentilerimizi düşük tutmalıyız :))  Tourist Info’dan bir tane harita alıp, haritada  görünen 27 tane gezilecek yeri  3-4 saatte rahat rahat gezersiniz denmekte. Haritamızı aldık ama 27 yer gezmedik:))




Rybne meydanındaki Trinty sütunu ve heykeli yani Veba anıtı 


 
St. Martin Katedrali

Macar kralların taç giydiği kutsal bir yapı haline gelmiş.
Zaman içinde Protestanların gelmesiyle kutsal yapı çeşitliliği de artmış kentte ve o zamanlar Macaristan’ ın başkenti olan Bratislava, aynı zamanda taç giyme merkezi ve ülkenin en büyük şehriymiş. Bu dönemde Barok tarzında pek çok kutsal yapıyla bezenmiş kent.
1563 yılından 1830 yılına kadar tam 19 taç giyme törenine sahne olmuş. Katedralin çatısını, 1765 yılından kalma St Stephen'ın tacının 300 kg. ağırlığında bir modeli süslüyor. 


       



 Jan Palffy Kontu tarafından yapılan saray. İçerisini göremesek de cam üzerine yapılmış Gotik resimler, 17. yüzyıl usta ressamlarının resimleri, 13. yüzyıla ait tarihi eserler tüm güzellikleriyle sergilenmekte. Bazı günlerde modern sergilere yer verilmekteymiş.












Maximilian Çeşmesi

Hlavne Meydanı (Hlavne Namestie)
Eski şehrin merkezindedir. Mozart ve Franz Liszt’in, çok küçük yaşlarda ilk gösterilerini sundukları meydandır burası. Etrafında farklı tarzlarda yapılmış birçok bina vardır. Cafe’ler, restoranlar ve hediyelik eşya satan tezgahlarla dolu kalabalık bir meydandır. Meydan arnavut kaldırımları ile döşelidir.
Meydanın ortasında şehrin en eski çeşmesi olan Maximilian Çeşmesi vardır. Yapılış tarihi 1572’dir. İnsanlar genelde burada buluşurlar.
Meydanın etrafında Kutscherfeld Sarayı ile Eski Belediye Binası vardır. 14. yüzyılda ilk yapıldığında sadece bir ev ve kuleden ibaret olan Eski Belediye Binası farklı mimari özelliklerde sonradan yapılan eklemeler ile büyük bir bina kompleksi haline gelir.
Meydanda ayrıca 1805 yılındaki Napolyon saldırısını anmak için yapılan, bir sokak bankına yaslanmış şekildeki bronz Napolyon Askeri Heykeli dikkat çeker.
Bratislava eski şehir bölgesinde, çeşitli olayları esprili şekilde betimleyen ve bronzdan yapılmış, gerçek insan boyutunda çok sayıda ilginç heykeller vardır.
Meydanda ayrıca, Başpiskopoz Sarayı ve bugün Müzik Evi olarak kullanılan sarı boyalı Rönesans Evi görülebilir.




Meşhur kanalizasyondan çıkan adam heykeli... “Cumil”. Yerde logar kapağından çıkar gibi duran, bronzdan bir heykel.Heykelin hemen yanında da levha var: ‘Man at work’ (Çalışan adam). 






 ulusal tiyatro binası



 Kraliyet yolu 
Yürüyerek şehri turlarken kraliçe tacı şeklinde bakırdan yapılmış izleri takip ederseniz  Maria Teresa’yı izlemiş olacaksınız. Bu izler şehrin sıfır noktasının belirtildiği Michael’s kapısındaki noktaya kadar gidiyor. 

St. Michael’s gate 

bugün ayakta kalabilmiş dört kapıdan sonuncusu olan St. Michael’s Kapısı. Bratislava’nın ortaçağdan kalma en eski kapısı üzerinde barok stili bir ejderha bulunuyor.



St. Michael Kapısı’nın hemen altında şehrin sıfır noktası var. Dünya şehirlerine olan uzaklıkları yazılmış ve İstanbul da doğal olarak bu şehirler arasında yerini almıştır.1543’te Osmanlı, Estergon’u fethedince kardinal kaçıp bu kapıdan geçmiş ve kapının arkasındaki tarihi yapıtları ve binaları büyütmüş.

Michael kapısından geçip dar aralıkta eski binaların alt katları modern ve zevkli bir şekilde döşenerek, küçük kafeteryalar ve restoranlar hâline getirilmiş mekanları gördük. Michael Kulesi ve Michael Kapısı’nın arasında bulunan 130 cm genişliğindeki, 3 katlı ev turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşmaktadır. Bu yapı, Avrupa’da bulunan en dar evdir. Bir kebap dükkanı olarak kullanılıyor.

     





Michael kapısından ileriye devam ederseniz eskiden tahta ancak 1927 yılından beton olarak inşa edilmiş köprüden geçip eski ve yeni şehri ayıran meydana çıkarsınız. Burada tam karşınızda gördüğünüz kilisenin adı da Trinity .Kilise 1529′da Osmanlı Savaşı sırasında yıkılan St. Michael Kilisesi’nin yerine inşa edilmiş. Kilisenin yapımına 1717′de başlanmış ancak bitirilişi 1727. Eski şehir alanında 18. yüzyılda inşa edilmiş ve bugün Başkanlık Sarayı olarak kullanılan binayı göreceksiniz. 





Schöne Naci karşılıyor sizi şapkasını çıkartıp selamlayarak 20.yüzyılda Slovak halkı arasında meşhur olan Schöne, aslında fakir ve zihinsel özürlü bir adammış.Sokaktan geçen herkese eski ama şık kadife frak içinde fötr şapkasıyla gülümseyerek selam veren bu adamı hatırlamak için dikmişler heykelini... 


   estetik güzellik katan  çiçeklerin bakımını sulamasını yapıyorlardı fotoğrafladım :))




Trininty Kilisesi

Eski şehrin girişinde, yuvarlak bir meydanda bulunan kilise 1529’da Osmanlı Savaşı sırasında yıkılan St. Michael Kilisesi’nin yerine inşa edilir. İnşaatı 1727’de tamamlanır. İçi tümüyle mavi renge boyalıdır. Duvarlarında ve tavanda oldukça güzel freskler vardır.





Başpiskopoz Sarayı



























yeme-içmeye dair görüntüler...

yemedik burada bir şey ama yiyebileceğimiz bir mekan olabilirdi burası :) diye fotoğrafladım :))


dondurma standı

 



   ekmekler


 porselenler 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder