2 Aralık 2014 Salı

Viyana (Avusturya)

Prag-Viyana arası molalar ile birlikte 5 saat sürüyor. Bu molaların birine de bir duty free alışverişi denk geliyor. en uygun duty free alıiverişini kaçırmayın derim :))

Viyana 2010-2011 yıllarında Avrupa’nın en yaşanılası şehri seçilmiş. Viyanada çok rahat şebeke suyundan su içilebildiğini hatta özellikle tadına bakmamız tavsiye edildi, seve seve içtik hatta depo yaptık çünkü gezdiğimiz her yerde gazlı ve gazsız su ayrı ayrı satılıyor ve çok fiyatlı, Çek Cumhuriyetinde de az su içiliyor,galiba onların tek su kaynağı içki
Prag'daki ilk gün haricinde gezi boyunca pek su satın almadık.


Viyana (AlmancaWienOsmanlıcaBeçAvusturya'nın başkenti ve en büyük şehri, aynı zamanda ülkenin 9 eyaletinden yüzölçümü bakımından en küçüğü. Yaklaşık 1.705.000 kişilik nüfusuyla ülkenin en kalabalık kentidir, çevre ilçeleriyle birlikte Viyana'da yaklaşık iki milyon insan yaşar, ki bu da Avusturya nüfusunun yaklaşık dörtte biridir. Nüfus bakımından Viyana Avrupa Birliği'nin en büyük onuncu kentidir. Birleşmiş Milletler bürosuyla Viyana Birleşmiş Milletlerin dört resmi merkez temsilciliğinden birine sahiptir. Kentte bulunan diğer önemli uluslararası kuruluşlar OPECAGİT ve Uluslararası Atom Enerjisi Örgütü'dür (IAEA).
Yüzyıllar boyu Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avrupa'nın kültürel ve politik merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kent LondraNew York ve Paris'ten sonra iki milyon nüfusuyla dünyanın en büyük dördüncü kentiyken, I. Dünya Savaşı sonrasında nüfusunun dörtte birini kaybetmiştir.Viyana coğrafi konumu ve çoğu imparatorluğuna yıllarca başkentlik yapmış olmasından dolayı gerek mimari gerekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Hala daha Habsburg hanedanının izlerini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Viyana'nın sembolü olan Stefan Kilisesi şehrin merkezinde bulunur.
wikipedia.org


Belvedere Sarayı
Belvedere SarayıLandstrasse´de iki parçadan oluşan barok stilde bir saraydır.
Belvedere Sarayı, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandt´a yaptırılmışdır. Yukarı ve Aşağı Belvedere Sarayı olarak iki parçadan oluşan barok yapılar birbirine çok geniş ve gözalıcı bir bahçe ile bağlıdır. Landstrasse'de bugün müze olarak kullanılan yapılarda çok önemli tarihi tablolar da vardır.
Yukarı Belvedere Sarayı´nın en önemli özelliği ise 15 Mayıs 1955'da Avusturya'nın II. Dünya Savaşı'n dan sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşmanın burada imzalanmış olmasıdır.
wikipedia.org 




St. Stephen Kilisesi 

       Viyana’nın merkezindeki 1365 yılında inşa edilmiş Aziz Stephan Katedrali (Stephansdom, Domkirche St. Stephan zu Wien), Viyana’nın en önemli simgesi. Kentin tam merkezi olan Stephansplatz Meydanı’ndaki katedral Roma Gotik mimariye sahip ve Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından yaptırılmış.





Stephan Katedrali’nin kulesine çıkmak için 7x7x7=373 basamak çıkmak gerekiyormuş. Katedralinin çan kulesinde 1534 yılında bir memur Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak halka haber vermekle görevlendirilir ve bu memuriyet yüzyıllarca sürer. 1956′da Viyana Belediye Meclisince artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığına karar verilmiş ve bu görev kaldırılmış.
İçeri girdik. gezdik. Kilise şehrin birçok yerinden görünüyor. Bu kilise ile ilgili biz Türklerin bir hikayesi varmış. Kahlenberg tepesinde Viyana’yı almak üzere bekleyen biz Türk’ler altından bir hilal döktürmüşüz. Surlardan içeri Viyana’lılara göndermişiz. “Bunu alın ve her yerden görünen kilisenizin en üstüne dikin. Biz nasıl olsa Viyana’yı aldığımızda bunu aynı yere dikeceğiz” demişiz. Amacımız moral bozmakmış.




Hilal St. Stephen kilisesinin ortasında asılı duruyor. En üstte ise haç var

Viyana kuşatması ile ilgili ikinci hikaye ise şöyleymiş, 

“Bir ay çöreği yemek, bir Türk yemektir” 
“Batılıların kahvaltılarını lezzetlendiren hilal şeklindeki çörek, kruvasan, içi haşhaş tohumundan yapılmış malzemeyle doldurulan, yine hilal şeklindeki ayçöreği ya da Avusturyalıların milli tatlısı elmalı trudel, hep Türk tatlılarından, hamur işlerinden esinlenilmiş spesiyaliteleriydi. Croissant ya da Nussbengerl denen ay şeklindeki bu hamur işini Osmanlılar, Viyana Kuşatması’nda başarılı olamayınca, Avusturyalılar bundan tam 322 yıl önce, galibiyet sembolü olarak yapmış ve yemişler. İkinci Viyana kuşatmasında, Osmanlı bir gece tünel kazarak, kente girmeye karar verdi. Sadece fırıncılar ayakta. yeraltından gelen sesleri duymuşlar ve askerlerine haber vermişler. Saldırı geri püskürtülmüş. Avusturya veliahdı, şehrin kurtulmasını sağlayan fırıncılara bazı imtiyazlar sağlamış. Fırıncılar da hem prenslerine şükranlarını sunmak hem de o anı ölümsüzleştirmek için, Osmanlı bayrağının üzerindeki hilali andıran ve Hörnchen (boynuzcuk) adını verdikleri küçük ekmekler yapıp piyasaya sürmüşler. “Bir ay çöreği yemek, bir Türk yemektir” demişler.”




 






        Viyana’da Türk dönerci çok diye okuduk araştırdık gittik..fakat  yemek süreci çok kolay olmadı... helal kesim bulmak kolay değil..bulduğumuz mekanlardaki türklerin kesim ile ilgili bilgisi olmayabiliyor. ee haliyle vejetaryen ürünleri tüketmek durumunda kalıyoruz. Kebapçıların en iyileri Naschmarkt‘ta diye not alıp arayıp sorarak bu mekanı bulduk ve Döner yedik :) abiye St. stephen kilisesi civarında mekan sorduğumuzda merkez noktasında helal kesim ürün bulmamızın kolay olmadığını vejetaryen pizza yiyebileceğimizi söyledi. bu doyurucu döner dürüm sonrasında ete doyduk..vejetaryen ürünlere devam ettik :))



dönerlerde yoğurtlu sos ilavesi oluyor.isteğe bağlı tabiki..başta ilginç geldi. tatil sonunda alışmıştık bu duruma :))

 Bu pazarın alt tarafı, yani kent merkezi Karlsplatz’a yakın olan değil diğer ucu daha ucuz. Naschmarkt’ta sadece kebapçı değil yerel lokantalar da var. Pakistan mutfağı dikkatimizi çekti. Bir başka dikkatimizi çeken şey ise değişik çok iri farkli renkte örneğin  kırmızı renkli zeytinler vardı.






Kartner Caddesi Tarihi opera binası ve Sacher Hotel, Kartner caddesinin girişinde karşılıklı olarak sizi karşılıyorlar.  fotoğrafta Sacher hotel görünmekte.

Viyana‘ya gelince tatmanız gereken bir lezzet var ki o da Sachertorte, dünyaca ünlü, bol çikolatalı ve kayısı marmelatlı bir çikolatalı pasta çeşidi kendisi En güzel yapan yer Hotel Sacher Wien’miş. Hal böyle olunca burada yememiz tavsiye ediliyor. İsterseniz marketlerde daha büyük porsiyonlar halinde paketlenmiş olarakta alınıp yenilebiliyor. Orijinal Sacher’in hikayesi 1832 yılında Prince Metternich ‘in mutfağında başlamış. Burada şef olarak çalışan Franz Sacher, bu çok sevilen pastayı Prensin menüsüne sokmuş. İnanılmaz beğenilen bu lezzet giderek şefi çok ünlü yapmış ve Sacher giderek daha çok mutfağa girmeye başlamış. 







Avusturyalilarin kahveyle tanismalari  ise 1683 de Türklerin ikinci Viyana kusatmasi sirasinda biraktiklari kahve cekirdeklerini bulmalariyla oluyor. Ilk önce deve yemi sanar, islenmemis yesil kahve cekirdeklerini bulan Avusturyalilar. Ve rivayet edilir ki, Kolschitzky isimli Polonyali  bir tercüman savasta gösterdigi yararliliklardan dolayi bu cuvallara talip olur, zira uzun zaman  Belgrad`da yasamis, türkceyi ve Türk kültürünü yakindan taniyan bu zat, onlarin deve yemi degil kahve cekirdegi oldugunu bilir ve sonucunda da Viyananin ilk cafesini acar, cok kisa bir süre icinde de bu yeni icecegi pek seven Viyanalilar a arka arkaya yeni cafeler acilir.








Bir diğer meşhur mekan da zanoni zanoni...








 Her yerde Mozart çikolataları ve Mozart Hediyelik Eşya Dükkanları bulunuyor. Viyana'da çoook meşhur.Wolfgang Amadeus Mozart Viyanalı bir müzik adamı olmakla beraber şehrin bir çok yerinde heykeli mevcut. Bununla beraber işlek ve turistik caddelerde “Mozart”ın çikolata shopları var. Keman şeklinde, heykel şeklinde türlü modellerde mükemmel hediyelik çikolata çeşitleri var. Bu Mozart shoplardan değil de “billa” adında süpermarketlerden bu çikolataları çok daha ucuza alabilirsiniz.


Schönbrunn Sarayı 


Sarayda arka bahçede tepede Gloriette var. Oraya kadar mutlaka yürüyün. Oradan manzara harika. Viyana’daki Schönbrunn Sarayı (Schloss Schönbrunn), Avusturya’nın en önemli kültürel eserlerinin bulunduğu saray olup ülkenin en çok ziyaret edilen yeri. Avrupa’nın en güzel saraylarından biri olan Schönbrunn Sarayı’nıgezmek için satılan biletler, görmek istediğiniz kadarına göre 8.5 – 18 Avro arasında değişiyor.
On yedinci yüzyılda İmparator I. Leopold, Barok mimar Bernhard Fischer von Erlach’ı kraliyet ailesi için görkemli bir av köşkü inşa etmekle görevlendirir. 1683′deki II. Viyana Kuşatması’nda, çevredeki binaların yok edildikleri söylenir. Bina ve bahçesinin yapımı 1744-1749 yılları arasında imparatoriçe Maria Theresa tarafından tamamlanır. İmparator I. Karl, 1918′de tahtı bıraktığını bildiren ve Habsburg Hanedanı hakimiyetine son veren anlaşmayı burada imzalar. Bugün hem kültürel hem de politik açıdan Avusturya’nın en önemli mekanı.

Biz Schönburnn'a kendimiz gittik. Sarayın içine girmek için bazen yarım gün beklenmekteymiş turist yoğunluğu olduğu zamanlarda tabii . Schönburnn'u görenin ise, bir minyatür niteliğinde olan Belvedere'ye gitmesine gerek yokmuş.

Sisi Müzesini gezdik. Sisi İmparator Franz Joseph’in karısı İmparatoriçe Elizabeth. Fiziğine çok dikkat eden, beslenme ve sporuna sürekli dikkat eden, mitoloji ve tarih gibi konuları okumaya meraklı,seyahat etmeyi seven o dönemin koşullarıyla düşünüldüğünde aykırı bir kraliçeymiş.Sisi Müzesi’nin içinde onun hayat hikayesini öğrenirken, bir yandan da tablolarını, elbiselerini, takılarını,yemek takımlarını görebilirsiniz. Kulaklıklarda Türkçe anlatım mevcut. Çok güzel bir gezi oldu bu sayede :))

















Veba Sütunu
Veba Sütunları Orta Avrupa kentlerinde bulunan ve en büyüğü 14. yüzyılda yaşanmış olan veba salgını dönemlerinin anısına yapılmış anıtlardır. Sütunların tipik özelliği Hıristiyanlık'ta merkezi bir konumda olan kutsal üçleme inancını temsil etmesidir.




 ve Meşhur Cafe  Demel :))

Kurulusu 1786 ya dayanan zamaninin en ileri gelen saray mimarlarinca dösenmis muhtesem  rokoko stili salonlari ve maun mobilyalariyla o zamanlardan bu zamana Viyana’nin en geleneksel pastahanelerinden.
1888 de halen su anki yeri olan Hofburg sarayinin hemen karsisindaki Kohlmarkt’a tasinan Demel’in en önemli özelliklerinden birisi de, Avusturya-Macaristan monarsisi zamaninda, saraya servis yapma imtiyazini elde eden ve„k.u.k. Hochlieferant“ mührünü tasima sansi tasiyan bir kurulus olmasi.“ Yani „kayser ve saray erkanina  satis yapan“. Bu mühür, o dönemin elde edilebilecek en yüksek derecedeki onay mührüydü haliylen. Halen de Demel’in ismi; Demel – k.u.k. Hofzuckerbäcker (saray pastahanesi) olarak gecer.
Avusturya-Macaristan imparatorlugunun  güzel imparatoricesi Sisi'nin de Demel’in yaptigi menekse sekerlemelerinin hayrani oldugu ve bunlarin her seferinde, bizzat Bay Demel tarafindan  saraya götürüldügü söylenir.
Demel, 2002 den beri Atilla Dogudan’in sahíbi oldugu Do&Co sirketine ait. Viyana’nin en iyi Türk restorani olan Kervansaray, ve Türk Hava Yollarina sundugu cateringle biliniyor Do&Co. Bunu öğrenince seve seve uğradık :))






Pastalarin yapılışını izleyebilirsiniz, çünkü pasta mutfağı ana salondan sadece bir camla ayrılmış durumda...





Ve de yillar boyu tartisma yaratan Sacher Pasta, ya da Demel'in Eduard Sacher Pastasi…



Apfelstrudel



 Yolların ustasıyım , gözlerinin hastasıyım :))


HUNDERTWASSERHAUS 
Hundertwasser Evi (AlmancaHundertwasserhaus), Avusturya'nı başkenti Viyana'da bulunan ve tasarımı Avusturyalı sanatçıFriedensreich Hundertwasser tarafından yapılmış olan bir apartmandır.
Landstrasse’deki Hundertwasserhaus (Yüzsular Evi,) Kegelgasse 34-38 numaradadır. En ilginçlerle bezeli olan bu ev veya sanat eviViyana Belediyesi’nin 1983-1986 yıllarında yaptığı birçok belediye evinden farklıdır. Diğer evlerden en büyük farkı binanın hiçbir yerinde düz öğe kullanılmamış olması ve resimlerinde de görüldüğü gibi dış yüzeyinin rengarenk olmasıdır.
Mimar Joseph Krawina tarafından planlanmış ve asıl işin sanat yönünü yapan Friedensreich Hundertwasser tarafından hayata geçirilmiştir. 250 adet ağaç ile terasları yeşillendirilmiş bina, her yönü ile ilginç bir yapıdır.
Binada toplam 52 adet daire ve 4 adet dükkân vardır, ayrıca binanin üstünde bulunan teraslar büyük bir bahçeyi andırır. Friedensreich Hundertwasser’in yaptığı bu bina Viyana’da en çok turist çeken binaların başında gelmektedir.
Friedensreich Hundertwasser şöyle demiştir: "Ressam özgür olmak istediği evler ve mimariler hayal eder ve bunları da gerçekleştirir."
Her güzel olan yapıtta olduğu gibi bu binaninda kullanılmış olan yumuşak malzemelerden dolayı geniş ve büyük paralar isteyen tadilata ihtiyaci vardır. Bu yönde belediye tarafından çalışmalar sürmektedir.
İçinde Gustav Klimn’in eserlerinin imitasyonları var ve en güzel Viyana tabakları da burada.

wikipedia.org













Kraliyet sarayi Hofburg'un giris kisminda yer alan Michaelerkuppel (Michael kubbesi)







Hofburg İmparatorluk Sarayı
Avusturya'nın Viyana şehrindeki tarihi saray.Başta Habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun birçok önemli kişisine ve hanedanına ev sahipliği yapmıştır. Hofburg Sarayı daha çok kışlık malikane olarak kullanılırken Schönbrunn Sarayı yazlık olarak tercih edilmiştir. Sarayda 4.659.852 tane tarihi eser vardır. Fransız Kraliçelerinden Marie Antoinette Hofburg Sarayı'nda dünyaya gelmiştir. Bu saray 1654 yılında yaptırılmıştır.












Opera Binası  


            Kartner bölgesinin başındadır. Dünya operasının merkezidir. Giriş ücretli. 1869 yılında açılan, ilk opera binası, çok fazla kişi tarafından eleştirilince, binanın mimarı Edward van der Nüll, intihar etmiş.  1945 yılındaki bombardımanda, tamamen yerlebir olmuş. Yerine inşa edilen, bugünkü binanın tasarımında ise, orijinal binaya sadık kalınmış. Burada herhangi bir opera gösterisine gitmeseniz bile, ücret ödeyerek, bu binayı gezme şansınız var. Konsere katılmak ise biraz problemli. Öncelikle, bilet bulmak ve bilet bulduğunuz takdirde de, kıyafet zorunluluğu, konsere katılmayı güçleştiriyor. Çünkü: konserlere girerken, koyu renk takım elbise ve gece elbisesi giyilmesi zorunlu  ayrıca bir bilgi edindik canlı olarak içerdeki operayı binanın üzerine yansıtıyorlarmış. 

            On dokuzuncu yüzyılın ortasında inşa edilen Viyana Devlet Operası (Wiener Staatsoper), sanat dünyasına göre dünya operasının merkezi. 











Parlamento Binası

 




Parlamento Binası




Wiener Rathaus (Belediye Sarayı)

"Wiener Rathaus"Kent ve Eyalet Meclisi'nin binasıdır. 19. yüzyılın sonunda inşa edilmiş olan bu Neo-Gotik tarzdaki binada en dikkat çekici unsurların başında ön cephede yer alan ve en tepesinde üç metrelik dev heykelin bulunduğu dev merkez kule gelmektedir. Ön cephedeki zarif taş süslemeleri, bu dev ama bir o kadar da göz alıcı binayı daha da ihtişamlı bir güzelliğe büründürmektedir. "Wiener Rathaus" ya da eski sarayın yerine yapıldığını işaret eden ismiyle "Neues Rathaus"(Yeni Belediye Sarayı), yaz aylarında avlusunda düzenlenen konserler ile sanatseverlerin uğrak yeri.

 





tavsiye edilen bir mekan..pizza bizi..lezzetli..fiyatları makul..çalışanların çoğu Türk...işletmecisi de Türkmüş.






















TÜRKENSCHANZ PARK 
Anlamı TÜRK TABYASI PARKI
Viyana kuşatmasında savaşı kaybettiğimiz yer. Yeniçerilerin talim yaptığı yerler.Aynı zamanda bu yerde “YUNUS EMRE” adında da bir çeşme olmakla beraber hafta sonlarında Türk vatandaşlarımız burada piknik de yapıyorlarmış. çeşmeyi göremedik ama parka ulaştık. 








Freyung Meydanı

Freyung PasajıFreyung ile Herrengasse'yi birbirine bağlamaktadır ve ilgi çekici vitrinleriyle bakışlarınızı esir alan lüks mağazalarla donatılmıştır. Küçük avlusunun ortasında yer alan zarif çeşme, Tuna'nın coşkun sularını temsil etmektedir ve bu çeşmenin tam ortasında elinde balık tutan çok katlı bir mermer heykel bulunmaktadır. Pasajın ilk giriş bölümündeki kubbe-tavan işçiliği göz kamaştırmaktadır. İlerleyen kısımda cam çatısıyla içeriye gün ışığının akın ettiği aydınlık bir bölüm de bulunmaktadır.Freyung Pasajı adını mimarı olan "Heinrich von Ferstel"'den alan, "Palais Ferstel" olarak bilinen bir İtalyan tarzı palazzonun içerisinde yer almaktadır.

Freyung Pasajı - Tuna Perisi Çeşmesi



·                     Metroya binip Prater’ e doğru yol aldık, Prater Viyananın simgesi olan büyük bir dönme dolabı ve lunaparkı olan bir yer. Dünyanın en eski dönme dolabını. Çok büyük bir alana yapılmış. Dönme dolabın tepesindeyken başka nelere bineceğinize karar verebilirsiniz :)
19.yüzyılda İngiliz mühendis Walter Basset tarafından tasarlanmış“Riesenrad”(Dönmedolap) taki  kabinlerin ancak yarısı orijinalmiş sebebi ise 1945’te çıkan yangın .Oldukça yavaş bir hızda dönen Riesenrad'daki kabinlerden Viyana'nın gece ya da gündüz görünümünü izlemek ya da yemekli bir kabin kiralamak mümkün. Yemekli Kabin kiralamadık ama fotoğrafladık :))

Prater içerisinde yer alan lunapark  oldukça masum  görünse de tamamen bir aldatmaca denilmekte, gerçekte Avrupa eğlence parklarındaki en hızlı ve ilginç rollercoasterlar yer almaktadır. Ters yöne hareket ettiğiniz Volare’den, tüm vücut kafeslenerek girdiğiniz Boomerang’a kadar birçok alet, meraklısına adrenalin bombardımanı yaşatacak derecede iyi olduğu söylenir ve  meraklısına özenle tavsiye ediliyor.














































ulaşımdan hatıralar ...
ulaşım araçlarında dergi gazete için özel yer ayarlamışlar, asmışlar :))






binalar, caddeler ,sokaklar...



Binaların Her katında pencere stili farklı Viyana'da... :))



evi böcekler basıyordur :))













ve vitrinlerden, mağazalardan görüntüler...
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder