19 Eylül 2015 Cumartesi

Efes Antik Kenti - Selçuk - İZMİR

EFES ANTİK KENTİ - İZMİR
İzmir'in Selçuk ilçesinde bulunuyor. 

Helenistik dönemden günümüze ulaşan bu şehir zaman zaman büyük depremler görmüş yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlardan dolayı liman kenti özelliğini yitirmiştir. Efes gezi alanı olarak 2 km alanda yer almaktadır. Günümüzde Efes harabelerinin %15 i gün ışığına çıkartılmıştır. Büyük gemiler ile Kuşadası limanına gelen turistler Efes harabelerini ve Meryem Ana evini yil boyu ziyaret ederler.
Bir Yunan kentidir. Klasik Yunan doneminde Ionya`nin 12 sehrinden biridir. Kurulusu Cilali Tas Devri M.O. 6000 yilina dayanir. Efes, Roma Imparatorlugu doneminde Asya Eyaleti baskentligini yapmistir. Konumu dolayisiyla yine o donemlerde bati ile dogu arasinda kopru vazifesi goren onemli liman kentlerinden biri olmustur. Eskiden sahip oldugu gerek ticari gerek politik onemi disinda Efes, Artemis Tapinagi`na da ev sahipligi yapması dolayısyla yurdumuz icin onemi oldukca buyuktur. Bilim, sanat ve kultur alanlarinda bircok unlunun yetistigi yer olan Efes, ayni zamanda hristiyanligin yayildigi ilk yer olmasi sebebiyle bugun Hristiyanlar tarafindan Hac Yeri olarak benimsenmistir.





Efes Antik Tiyatro: Panayırdağ’ın batı yamacına kurulmuş olan Efes Antik Kenti Büyük tiyatro, liman yönü olan batıya bakmaktadır. Böylece şehrin en büyük yapısı gemi ile gelen ziyaretçiler tarafından çok uzaktan görülebilmektedir. Helenistik dönemde yamacın doğal kaya yapısı altyapı olarak kullanılarak inşa edilmiştir. 24000 oturma kapasitesi ile Hellenistik dönemde inşa edilen Efes Antik Tiyatro’su, Efes Harabeleri’nin en göz kamaştıran kısımlarından biridir. Tiyatro aynı zamanda Efes Harabeleri’nin en iyi korunmuş ve 150 metrelik çapıyla en büyük alanıdır. Roma İmparatorluğu döneminde bu tiyatroda pek çok gladyatör savaşı gerçekleşmiş. Yapı tiyatro gösterilerinin ve gladyatör mücadelelerinin dışında sayısız toplantıya da hizmet etmiş. Bizans döneminde sahne binasının bir kısmı şehir surlarına eklenip gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlandığında işlevini yitirmiştir.


Celsus Kütüphanesi: Roma dönemi yapılarının en güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini üstlenmiştir. 106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus’un lahdi kütüphanenin batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir. Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu.


Efes Müzesi eski arkeoloğu Cengiz İçten, dünyada en iyi korunmuş antik umumi tuvaletlerden birisinin Efes'te yer aldığını, bu tuvaletlerin Roma dönemi tuvalet kültürüne ilişkin gerçekleri günümüze taşıdığını belirtti. Antik dönemde insanların yan yana oturarak tuvalet ihtiyacını giderdiğini, Efes'teki umumi tuvaletin de bir mermer blok üzerine açılan deliklerden oluştuğunu belirten İçten, bu deliklerin 3 metre altında kanalizasyonun bulunduğuna dikkati çekti. Tuvaletin arkasında bulunan hamamda kullanılan suyun bu kanallardan geçtiğini, böylelikle dışkıların taşınarak koku sorununun çözüldüğünü anlatan İçten, tuvalette insanların oturduğu bölümün hemen önünden de taharet temizliği için sürekli suyun aktığı küçük bir kanalın bulunduğunu ifade etti.
Kendilerinden önce hizmetkarlarını oturtup mermeri ısıtmasını isteyen Efesliler bile varmış.

"O dönemde tuvaletler bir sosyalleşme mekanıydı. İnsanlar tuvaletlerini yaparken sohbet edebiliyorlardı. Tuvalete oturan insanların hemen karşısında bir havuz ve bunun çevresinde de üzerinde heykel ve kabartmaların bulunduğu bölümler vardı. Oturma bölümlerinin hemen önünden geçen kanal, temizlenmek içindi. O dönemde herkesin kendisine ait, ucunda sünger takılı olan taharet çubuğu vardı. Bu çubuk ve kanaldan geçen suyla taharet alıyorlardı."
Kentin içinde farklı noktalarda da tuvaletler bulunduğunu, kent temizliğine büyük önem verildiğini ifade eden İçten, insanların sokakta ihtiyaç görmesinin engellenmesi amacıyla belli noktalara uyarı yazıları yazıldığına işaret etti. Celsus Kütüphanesi önündeki bölümde bir duvarın üzerinde "Buraya çiş yapanı tanrıça Hekate çarpsın" yazısının yer aldığını, okuma yazma bilmeyenler için de Hekate'yi anlatan çam ağacı resminin çizildiğini belirten İçten, bu sorunun günümüzde de devam etmesi ve benzeri yazılarla engellenmeye çalışılmasının ilginç karşılandığını kaydetti. Antik tuvalet kazılarının arkeologlar için çok önemli olduğuna da işaret eden İçten, tuvalete giren insanların ceplerinden düşürdükleri para benzeri materyallerin döneme ilişkin net bilgiler sunabildiğini de sözlerine ekledi. 


Kuretler Caddesi
Mermerle kaplı cadde 8 m genişliğinde. Caddenin her iki yanında sütunlu revaklar ve bu revakların arkasında ise dükkanlar varmış.

Herkül Kapısı
Kapı üzerinde Herkül'ün "Neme aslanını öldürdükten sonra derisini yüzüp manto yapması" tasvir edilmiş.


Artemis Tapinagi: Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı, antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olup temelleri MÖ 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis’e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan bir mimar tarafından tasarlanmış ve dönemin en büyük heykeltıraşları tarafından yapılmış olan cesitli bronz heykellerle süslenmiş. Büyüklüğü 130 x 68 metre ve ön cephesi diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktür. Tapınak hem bir pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyormus. Artemis Tapınağı M.Ö. 356′da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı tarafından yakılmis. Aynı gece Büyük İskender doğmuş. Büyük İskender Anadolu’yu fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş fakat reddedilmiş. Tapınaktan günümüze sadece birkaç mermer blok kalmıştır.






minik fotoğrafçımızın çekimleri :))






Pamucak Sahili - Selçuk - İZMİR

PAMUCAK SAHİLİ (Selçuk -İzmir)
Deniz tatili sayfamızı açmış bulunmaktayız. Havuz her yerde bulunabilir ama denizin şifası, güzelliği, doğallığı, temizliği havuzlarda bulunmuyor maalesef...Bu yüzden biraz araştırıp mekan seçtik. Seçimimizden görüntüler aşağıda mevcut :))


Pamucak Sahili  Türkiye'nin en uzun sahillerinden birisi olup, ince deniz kumlarından oluşan doğal, temiz bir kumsala sahiptir. Pamucak Sahili ülkemizdeki önemli sahiller arasında ön sıralarda yer almaktadır. Plajda şezlong, şemsiye ve içecek hizmetleri verilmekte olup
denize bay, bayan karışık girilmektedir.

12 km.lik kumla kaplı kıyının sadece 4 km.si turistik tesislere ayrılmış, kalan bölümü doğal haliyle bırakılmıştır.

Otelin sunduğu içecek ikramı, giyinme kabini, şemsiye görüntüsü..şezlong bu kareye sığmamış :))



oteldeki mini hayvanat bahçesi..burada fotoğrafları olmasa keçileri beslemek çocukların en büyük zevki..onları izlemek ise bizim için çok keyifliydi :))


denize giden yol



denizle tanışan çocuk :))

otelimizin programı :))

havuzlardan görüntüler





akşam eğlencesi..çocuklardan çok eğlenen vardı. hatta yetişkinlerden de..zevk meselesi..bize hitap etmiyor :))




akşam kahvesi

deniz dalgalıydı fakat sahilde rahatsızlık hissetmeden çok rahat denize girme keyfi benim için çok çok güzeldi... bu tecrübe sonrası Ege denizine nazaran Akdenizin çok çok güzel olduğu bilgisini edinmiş biri olarak bir sonraki durağımızın Akdeniz sahilleri olmasını düşünüyorum :))

Otelden memnun kaldık. bizce otelle ilgili herhangi bir sorun yoktu bunu da eklemeden geçmeyeyim. 

Şirince - İZMİR

ŞİRİNCE - İZMİR

İzmir'in Selçuk ilçesine bağlı turistik bir mahalle :)
        Özgün adı olan Kırkınca'nın dağlara vuran kırk kişiye atfen verildiği rivayet edilir. Rum telaffuzunda Kirkice,Kirkince ve nihayet Çirkince gibi biçimler alan bu ad, Cumhuriyet'in ilk yıllarında dönemin İzmir valisi Kazım Dirik'in talimatıyla Şirince şeklinde resmîleştirilmiştir.

Şirince'ye girer girmez 10 tl oto park ücreti ödemeniz gerekiyor. Otopark harici araç park edecek yer bulmak sanırım imkansız:) Ticaret mekanına girdiğiniz hissi burada başlıyor :)
Sokaklarda gezerken çoğu evin kendisi pansiyon ya da yüksek ihtimalle altı dükkan bunu anlıyorsunuz. :)
Reçeller, kremler, Karadut suları, şaraplar, magnetler, örtüler, kıyafetler, yöresel ya da yöresel olmayan onlarca ürün satmaya çalışan Şirinceliler :) 


 Maya takvimine göre 21 Aralık 2012'de kopacak olan kıyamette güvenli bölge olduğu gerekçesiyle gündeme gelmesiyle ismini duydum Şrince 'nin. 21 Aralık 2012 günü yaklaşık 150 polis ve jandarma biriminin yanı sıra 270 basın mensubu bölgeye gelmiş :)




19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1.800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923'te Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla (çoğu Katerini'nin Nea Efesos köyüne yerleşmiştir), Kavala'nın Müştiyan (Moustheni) ve Somokol (Domatia) köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Mahalle içinde harap durumda olan iki Rum kilisesi bulunmaktadır.
Birine gittik.Daha yeni  ve sağlam olanına.. Kapalıydı zaten..dışını ve camlardan içini görmüş olduk.Hiçbir özelliği yoktu diyebilirim :) Yukarıdaki resimde yer alan çok harap haldekine ise gitmedik.




Şirince çoğu kişiye Safranbolu'yu anımsatmıştır evlerinden ötürü...Daracık sokaklar ve şirin evleri ile küçücük bir yer Şirince...Keşke bu kadar turistik bir yer havasına ve ticaret metasına çevrilmeseymiş. 















Şirince işi tamamen ticarete vurmuş durumda, esnaf arasında müşteri avlama kavgaları mevcut. Kiliseye gider tabelasının herkes, turistin kendi dükkanının önünden geçecek şekilde yerleştirilmesini istiyor. Hatta sırf dükkanının önünden geçsin diye yolu bile uzatabilirler :) tabelalara müdahale edemeyen dükkan sahibi bu yol kiliseye gider mi sorusuna turisti kendi dükkanının önünden geçirecek şekilde yol tarifi yapıyormuş.Esnaflar kendi aralarında konuşurken duyduk:)  zaten küçücük yer ama ne işler dönüyor. :) Üstte  yer alan fotoğrafta sağlı sollu yer alan kiliseye gider tabelası da küçük bir örnek olarak gösterilebilir.