19 Eylül 2015 Cumartesi

Madrid - İSPANYA

Madrid - İspanya

yolculuğumuz thy nın her zaman olduğu gibi lezzetli ikramları ile başladı.



güzergahımızı da kayıt altına almadan geçmedim :)


çay ve kahve kardeşliği



Mustafa Armağan Bey de uçaktaydı ama aynı turda olduğumuzu o an bilmiyorduk. uçaktan inip havaalanında tur olarak toplanınca anladım aynı turda olduğumuzu...derin tarih ispanya sayısını bekliyoruz. geziye dair bu yazıyı görmek de gayet anlamlı güzel bir hatıra..fotoğrafı da anlamlı o da turdaki Hatice Hanıma ait :) turla sadece bir ekstraya katıldığımız -  bağımsız gezdiğimiz için çok çok muhabbet edemesek de gayet güzel iletişim ve arkadaşlıklar oluştu izlenimi edindik. rehberimiz Kadir Demirci bu konuda çok çok başarılıydı. Başarılı - ilgili bir rehber. Bölgeye çok hakim biri zaten.  Takdir ettik. Çok teşekkürler Kadir Bey :)




uçaktan valizler indirilirken...madrid havaalanında iki terminal var..thy ve pegasus ayrı terminallere iniyor.

havaalanından çıkıp otobüse binince çektiğim bir fotoğraf


Madrid  meridyen bakımından Londra’dan bile daha uzakta,  buradan sonra geriye Portekiz/Lizbon kalıyor. Yolculuk 3 saat 15 dakika sürüyor ,Madridlilerin şehrin hava durumunu tanımlamak için kullandıkları bir cümleleri varmış: “9 ay kış, 3 ay cehennem

Madrid Simgeleri 
Tapas: İspanya’nın en ünlü yemeğidir. Meze benzeri yemeklerin birkaç çeşidinin aynı anda küçük porsiyonlar şeklinde servis edilmesidir.  
Churros ve ispanyol omleti tattığımız  lezzetler..patatesli omlet ve hamur kızartması diye özetleyebiliriz iki lezzeti :))) 
 
Flamenko: İspanya’nın dans ve kültürü denilince akla gelen ilk şey flamenkodur. Gelişimi 19. yüzyılda olan Flamenko dünyaca ünlü bir dans çeşididir.
Boğa Güreşi: İspanyol geleneklerinden olan boğa güreşi Madrid’de izleyebileceğiniz aktivitelerdendir. Mart – Ekim arasında Pazar günleri düzenlenmektedir. Plaza de las Ventas boğa güreşinin izlenebileceği en iyi yerlerdendir. Bilet fiyatları 2 – 115 Euro arasında değişmektedir. İzlemedik ve izlenmemeli..Vahşet olduğuna gezi esnasında rehberimizin ayrıntılı anlatımıyla da  tekrar kanaat getirdik...




Las Ventas   (İsp: Plaza de Toros de Las Ventas), Madrid’de yer alan bir boğa güreşi alanıdır.
İzlemedik ve izlenmemeli..Vahşet olduğuna gezi esnasında rehberimizin ayrıntılı anlatımıyla da  tekrar kanaat getirdik... 
 Boğa güreşinin doğum yeri sayılanLas Ventas 1931 yılında yapılmıştır. Arena 25.000 izleyici kapasitesine sahiptir ve İspanya’da boğa güreşinin evi olarak kabul edilir.Mimar Jose Espeliu tarafından tasarlanan Las Ventas seramik ağırlıklı Fas tarzında inşa edilmiştir. Oturaklar on kısma ayrılır ve ödeyeceğiniz ücret arenaya ne kadar yakın olacağınıza göre değişir. Boğa güreşi sezonu Mart ayında başlar ve Aralık’ta sona erer. Güreşler San Isidro Festivali sırasında her gün, festival olmadığı zamanlarda ise her Pazar ve tatil günlerinde yapılır. Saat 18.00 ya da 19.00 da başlayan bir güreş iki veya üç saat sürer.Madrid’in doğusunda yer alan Las Ventas boğa güreşlerinin yanı sıra rock konserleri ve politik olaylar için de kullanılmaktadır. Boğa güreşlerini izlemek için en iyi zaman Mayıs ve Haziran aylarıdır. San Isidro Festivalinin düzenlendiği bu dönemde en iyi yarışlar ve matadorlar izlenebilir. 20 gün boyunca boğa güreşleri düzenlenir, sabah 7’de başlayan yarışlar gece yarısına dek sürer. Bu festivalde farklı güreş türleri mevcuttur.Boğa güreşi izlemek dışında Las Ventas’ı sadece ziyaret etmek de mümkündür. Bu amaçla düzenlenen rehberli turlar yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Farklı dillerde rehber seçeneği ile bu tarihi mekanı gezmek mümkündür. Las Ventas içerisinde güreşlere ait hediyelik eşya satın alabileceğiniz “Toroshopping Las Ventas Store” adı verilen bir mağaza da bulunmaktadır.

Santiago Bernabeu Stadyumu: Santiago Bernabeu Stadyumu (İng: Santiago Bernabéu Stadium, İsp: Estadio Santiago Bernabéu),  1947de açılan stat Real Madride aittir. 85.454 seyirci kapasitesine sahiptir. Yapılan yenileme çalışmaları ile 93.000 izleyici kapasitesine ulaşması ve böylece dünyanın en büyük 3. stadı olması beklenmektedir.El Bernabeu ismi eski yönetici Santiago Bernabeu Yeste’den gelir. Dünya çapında futbol olaylarının da düzenlendiği Santiago Bernabeu Stadyumu ‘nda 1957, 1969, 1980 Avrupa Kupa final maçları ve 2010 UEFA şampiyonlar ligi finali oynanmıştır. Ayrıca 1964 Avrupa Ulusal Kupası ile 1982 FIFA dünya kupası da Santiago Bernabeu Stadyumunda yer almıştır.Santiago Bernabeu Stadyumu içerisinde sadece maç izlemek istemiyorsanız turlara katılabilir ya da içerisindeki müzeyi ziyaret edebilirsiniz. Bu tur ya da müze ziyareti ile hayal bile edemediğiniz kısımları görebilirsiniz. Müze kısmındaysa genelde Real Madrid Futbol Kulübüne ait parçalar bulunmaktadır. Maç olmadığı günlerde Pazartesi – Cumartesi 10.00 – 19.00 arasında ziyaret edilebilir. Maç günleri turlar maçtan 5 saat önce bitirilir. Santiago Bernabeu Stadına metro 10. hat ile statla aynı ismi taşıyan durakta inerek ulaşabilirsiniz.






plaza de castilla


madrid e geldiğimiz günün akşamı toledo bileti almak için keşfe geldik atocha ya..içi yeşillik ağaç dolu güzel bir istasyon
Atocha Tren İstasyonu (İng: Atocha Railway Station, İsp: Estación de Atocha): Madrid’deki en büyük tren istasyonudur. Madrid Puerta de Atocha olarak da bilinir. İstasyondan şehir içi ve bölgesel tren seferleri yapılmaktadır. Barcelona, Saragosse, Seville ve Valencia’dan tren seferleri mevcuttur. İstasyondan yapılan seferler Renfe adı verilen bir şirket tarafından yürütülmektedir.

isstasyonun dışarıdan farklı açılardan fotoğrafları


 istasyonun içinden görüntüler
 




yemek zamanı:))kebapçı jalo
helal restaurant..tavsiye ederiz...
biz burada bir tanıdıkla karşılaştık ve mekan daha keyifli anlamlı oldu gözümüzde...





 Dİkey Bahçe , gitmeden araştırmalarım esnasında görmüştüm..yolda yürürken görünce fotoğrafını çekmeden geçemezdim :))  CaixaForum Madrid: dikey bahçe bina duvarında  Modern bir sanat müzesidir. Müze yeni bir yapı olması ve modern sanat eserleri sunmasına rağmen daha önceki dönemlerdeki sanatçıların çalışmalarına da yer vermektedir. Madrid’in en çok ziyaret edilen galerilerinden olan Caixa Forum’a metro 1. hat ile “Atocha” durağından ulaşabilirsiniz.


Gran ViaMadrid’in en işlek en ünlü caddesidir. Bu caddenin ismine birçok operada, kitapta ve filmde rastlayabilirsiniz. Plaza de Alcala Meydanı’nda başlayan cadde Plaza de Espana ile devam eder. Cadde üzerinde yüzlerce mağaza, dükkan, otel, banka, restoran, bar, sinema ve tiyatro bulunmaktadır. Bu seçenekler Gran Via’yı şehrin en önemli noktalarından biri haline getirmiştir. 19. yüzyıla kadar giden Gran Via’nın inşası için birçok teklif gelmiştir. 1901 yılında kabul edilen proje 1910 yılında bitirilmiştir. Üç kısma ayrılan projenin tamamı ise 1929 yılında tamamlanmıştır. Gran Via ve buraya bağlı sokakların isimleri zaman içerisinde isim değiştirmiştir. Sivil savaş dönemine denk gelen bu zamanda diktatör Franco, caddeye Falange partisinin kurucu olan kişiyi anmak için “Avenida de Jose Antonio” adını vermiştir. Orijinal ismi 1981’de Lord Mayor tarafından demokrasinin gelmesi ile Gran Via olarak belirlenmiştir. Cadde üzerinde ilginç ve önemli binalar bulunmaktadır. Calle Alcala ve Gran Via’nın köşesinde Edificio Metropolis bunlardan biridir. Aynı cadde üzerinde bulunan 88 metrelik Telefonica binası da 1953 yılına kadar Madrid’in en yüksek gökdeleniydi. Amfi tiyatro, konser salonu ve opera binası olarak kullanılan Capitol de mutlaka görülmelidir. Caddede yürümek ve yürürken buradaki binaların etkileyici çatılarına bakmak çok güzeldir. Bazılarında büyük heykeller bile vardır. Caddeye metro ile ulaşabilirsiniz. Metro 2. hat ile “Banco de Espana“, 1. ve 5. hat ile “Gran Via“, 3. ve 5. hat ile “Callao“, 2 hat ile “Santo Domingo“, 3. ve 10. hat ile “Plaza de Espana” duraklarından ulaşım sağlayabilirsiniz. Gece bile hayatın durmadığı cadde sabaha karşı 3 – 4 gibi trafiğin sıkışması sıradan bir durumdur.





                                                                                                         Madrid in sıfır noktasında yani merkezinde gece ve sabah fotoğrafları
Puerta del Sol: Puerta del Sol Madrid’in en ünlü ve en merkezi meydanıdır.Plaza Mayor’a yakındır. Madrid şehir kapılarından birinin alanına inşa edildiği için adını buradan alır. Yarı daire şeklinde olan Puerta del Sol, günümüzdeki şeklini 1854 – 1860 yılları arasında yapılan yenileme çalışmalarına borçludur.Bu meydan Madrid’in en işlek noktalarından biridir. Yerel ulaşım noktaları buradadır, festival ve politik olaylar burada düzenlenir, turistlerin uğrak noktasıdır, yerlilerin buluşma noktasıdır, sokak sanatçıları burada izlenebilir. Meydanın ortasında Kral Charles III’ın at üstündeki  bir heykeli bulunmaktadır. en önemli binaları, üzeri resimlerle süslenmiş olan "La Casa de la Panaderia" (fırın evi) ve meydanın diğer binaları gibi kızıl renkli olan "La Casa de la Carniceria" (kasap evi) dır. Biri kuzeyde biri güneyde olmak üzere karşı karşıyadır bu iki evkarşıyadır bu iki ev. La Casa de la Panaderia nın giriş katında bulunan fırını halk işletebiliyormuş, birinci katı da kralların özel kullanımı için ayrılmış. Krallar diledikleri zaman buraya gelirler, dinlenir hatta misafir ağırlarlarmış fırın ürünleri ile. La Casa de la Carniceria adından da anlaşılacağı gibi o zamanlarda mezbaha olarak kullanılıyormuş.Şimdi ise Belediye Meydanın Meclis Binası olarak kullanılıyor.. Puerta del Sol’un güney tarafında “Real Casa de Correos” olarak bilinen yapıya ait bir saat kulesi vardır. 18. yüzyılda postanenin bir parçası olarak inşa edilen saat kulesi günümüzde de görülebilir. Yeni yılda kutlamalar yapılıp geri sayım yapılırken bu saat kullanılır. Casa de Correos’da bulunan bir kaldırım taşı sıfır kilometresi olarak kabul edilir. 1950 yılında yerleştirilen taş 2009 yılında yenisi ile değiştirilmiştir. Bu binanın tam karşısında Puerta del Sol’de görülebilecek en önemli üç heykel vardır. Bunlardan en ünlüsü “El Oso y El Madrono” (the Bear and the Strawberry Tree / Ayı ve Çilek Ağacı) dir. Bu heykel 2009 yılında meydandaki orijinal yerine taşınmıştır. Şehrin sembollerinden biridir. Hikayesinin Madrid’deki tarlalarda gezinen ayılar ve bol miktarda yetiştirilebilen çilekten geldiği düşünülmektedir. Bu konuda değişik efsaneler olsa da “El Oso y El Madrono” Antonio Navarro Santa Fe tarafından yapılmıştır. Diğer heykeller Venüs ve Diana’yı tasvir etmektedir. Puerta del Sol, kafe, bar, restoran ve mağazalar açısından zengin bir yerdir. Yerel moda markalarının yanı sıra fiyatları uygun olan H&M, Zara, Bershka gibi uluslararası markalar da burada bulunabilir. Ayrıca yakındaki hediyelik eşya dükkanlarında eski, tarihi ve yerel ürünleri bulmak mümkündür. Puerta del Sol’e metro ile 1, 2 veya 3. hat ile ulaşılabilir.


                                                        İspanyol  mutfağından seçmeler :)
churros


ispanyol omleti

gazpacho



Rehberimiz turdan tercih edenlere burada kalamar ekmek yiyebileceklerini söyledi. mekan plaza mayorda bulunuyor. tercih eden olursa diye ekliyorum mekanın fotoğrafını.



Mercado San Miguel den (pazar meydanı) görüntüler (plaza mayor un orada..)







Almudena Katedrali: (İsp: Catedral de Santa María la Real de la Almudena de Madrid),Madrid‘de Palacio Real’e bakan bir katedraldir. Neo Klasik Dönem’in en önemli simgelerinden olan Almudena Katedrali’nin yapımına 1883 yılında başlanmış ancak politik sebeplerden dolayı 100 yıl içerisinde tamamlanmış.     20. yüzyıla yakın bitirilen bu katedralde 2004 yılında Prens Asturias Felipe ve Letizia evlenmiştir. Almudena Cathedral modern bir yapıdır. İnşasına 1883 yılında başlanan yapı 1993 yılında tamamlanmıştır. Bu kadar uzun sürmesinin nedeni olarak yapımı sırasında destek alınmaması gösterilebilir. Katedralin planı Papa Leo XIII zamanında yapılmıştır. Şu andaki bina tamamlanana kadar katedral Jesuit College Church of San Isidro’da bulunmaktaydı. 1993 yılında Papa John Paul II tarafından vakfedilmiştir ve Papa tarafından vakfedilen tek katedral olma özelliğini taşımaktadır.  Almudena Cathedral’de mimari çeşitlilik mevcuttur. dış kısmında neoklasik özellikler görülürken iç kısmında gotik esintiler vardır. Ayrıca Roma etkileri de açıkça görülebilir. Granit ve mermerden inşa edilen katedralin girişinde iki tane kule bulunmaktadır. Santa Maria la Real de la Almudena, Palacio Real’ın yanında bulunur ve buradan Plaza de la Armeria ile ayrılır. Tipik kiliselerin aksine doğu – batı yönünde değil, kuzey – güney yönündedir. Calle Bailen’deki ikinci girişinde bronz bir heykel bulunur. Hz. Meryem’in tasvir edildiği bu heykel Sanguino tarafından yapılmıştır.  Almudena Cathedral’ine en yakın metro istasyonu “Opera”dır. Katedral 10.00 – 19.30 arasında ziyarete açıktır. Pazar günleri 10.30 – 12.00 ve öğlenleri 13.30 – 19.00 arasında ziyaret edilebilir.


Palacio Real de Madrid: (İng: Royal Palace of Madrid), Madrid’de yer alan bir saraydır. Madrid’in en büyük ve güzel yapılardan biridir. Plaza de Oriente’nin yanında bulunmaktadır.Batı Avrupa’daki en büyük saray olan Palacio Real 1734 yılında yangından zarar gören eski Alcazar alanı üstüne inşa edilmiştir. Eski şehir duvarları hala görülebilir. Filippo Juvarra tarafından Felipe V ve hükümdarlığı için inşa edilmiştir. Saray, güzel Sabatini ve Campo del Moro parkları ile çevrilidir.Palacio Real içerisinde mobilya, halı, resim, seramik ve Tiepolo’nun önemli sanat ve fresk çalışmaları görülebilir. Velazquez, Goya, Giordano ve Mengs’un birçok çalışması da buradadır. Bu çalışmalar Palacio Real’ı Avrupa’nın en önemli ve en çok ziyaret edilen yerlerinden biri yapar. 2000 odalı saray. yerlerden birer sandviç alarak öğle yemeğinizi bu huzur kaynağı parkta yiyebilirsiniz. Eskiden halkın giremediği bu park, şimdi ziyaretlere açık.-Sarayın hemen yanında, devasa ve ihtişamlı Almudena Katedrali bulunuyor. Giriş ücretsiz, içerisi mimari açıdan harika, bizce şöyle bir göz atabilirsiniz. -Eğer Sol tarafından buraya doğru ilerliyorsanız ve öncesinde dinlenmek niyetindeyseniz, II. Isabel Meydanı’nda değil, bir sonraki meydan olan Plaza de Oriente’yi tercih edin. Hem bölge olarak daha güzel, hem de yemekler. Bailen caddesinde bulunan Palacio Real’e en yakın metro istasyonu Opera’dır. Palacio Real’in Google Maps üzerindeki konumu. Madrid Card ile giriş ücretsizdir. Tam bilet 10 Euro, rehberli bile 11 Euro, indirimli bilet 5 Euro, Avrupa Birliği vatandaşları için ücretsizdir. Ekim – Mart: Pazartesi – Cumartesi, 09.30 – 17.00 / Pazar – Tatil günleri, 09.00 – 14.00


Plaza de Espana: Madrid‘de yer alan büyük bir meydandır. Popüler turistik bir yer olan meydan, Gran Via’nın batı çıkış noktasında bulunur. Meydanın sınırlarında Madrid’in iki gökdeleni bulunur. Bu gökdelenler Madrid Tower (Madrid Kulesi) ve Espana Building (İspanya Binası) dır. Ayrıca Palacio Real (Royal Palace) de yürüme mesafesindedir. Plaza de Espana’nın merkezinde ünlü İspanyol yazar, şair ve oyun yazarı Miguel de Cervantes Saavedra’nın bir anıtı bulunmaktadır. Mimar Rafael Martinez Zapatero ve Pedro Muguruza ile heykeltıraş Lorenzo Coullaut Velera’nın tasarladığı anıt Madrid’in sembollerinden biridir. 1925 – 1930 yılları arasında yapılan anıt 1956 – 1957 yıllarında heykeltıraşın oğlu Federico Coullaut – Valera Mendiguita tarafından bitirilmiştir. Anıtın tepesinde Cervantes’in taştan bir heykeli de bulunmaktadır. Bu heykel bronzdan yapılmış Don Kişot ve Sancho Panza karakterlerine bakmaktadır. Ayrıca anıtın iki yanında Don Kişot’un iki aşkını sembolize eden Aldonza Lorenzo ve Dulcinea del Toboso bulunmaktadır. Plaza de Espana’dan Moncloa yönüne giden yolda Princess Street (Prenses Sokağı) bulunur. Bölgedeki ve Madrid’deki en popüler alışveriş noktalarından biri olan bu sokak mutlaka görülmelidir. Meydan yakınındaki Bailen Sokağında Cerralbo Müzesini ziyaret edebilirsiniz. Cerralbo aile evinin kullanıldığı müzede silah ve çömlek işçiliği ile ilgili koleksiyonları görebilirsiniz. Cerralbo Müzesi’nin biraz ilerisinde Depod Temple (Depod Tapınağı) nı ziyaret edebilirsiniz. Burada 1970lerde Mısır’dan Madrid’e göç edenlerle ilgili bilgi bulabilirsiniz. Plaza de Espana meydanına metro 3. veya 10. hatlar ile Plaza de Espana istasyonundan ulaşabilirsiniz.


Madrid'in çok güzel bir metro ağı var (Londra'dan sonraki Avrupa'daki en büyük)   yalnızca Madrid’in içinde vakit geçirecekseniz, Zone A’yı kapsayan pass sizin için yeterli olacaktır.-Kart yalnızca metroyu değil, otobüs ve treni de kapsıyor.-Fiyatlar kartın geçerlilik süresine göre 8,5 Euro ile 35 Euro arasında değişiyor.Kartın 1,2,3,5 ve 7 günlük versiyonları mevcut
kartlar aldığınız andan itibaren bir gün geçerli olmuyor. gece 10 da alsanız bilet geçerliliği 12 de biter. bunu hesaba katarak tek binişlik ya da  1 günlük 2 günlük kart alın :)









Ministerio de Agricultura Pesca y Alimentación

(tarım bakanlığı binası- tren istasyonunun karşısında)




Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Merkezi Müzesi



konservatuar


  




müzenin oradaki bir sokak sanatçısı

Prado Müzesi: Prado Müzesi (İsp: Museo del Prado), Madrid’de yer alan dünyanın en ünlü sanat galerilerinden biridir. El Paseo del Prado sokağında yer alan müzede Velazquez, Goya, Raphael, Rubens ve Bosch gibi ünlü sanatçıların eserleri görülebilir. 18. yüzyıl neoklasik bir binada yer alan Prado Müzesi 1819’da açılmıştır.Adını bulunduğu yer olan “Prado”dan alır. Yapıldığı dönemde İspanya kraliçesi Paris’teki Louvre Müzesi‘nden etkilenmiştir ve kendi ülkesinde harika sanat koleksiyonlarını sergileyebilecekleri bir yer istemiştir. Prado Müzesi bu şekilde yapılmıştır ve günümüzde birçok değerli eski ve modern sanat eserleri burada sergilenmektedir. Prado Müzesindeki en ünlü çalışma Valezquez’e ait “Las Meninas”dır. Prenses Margarita ve iki yardımcısı ile ressamın kendisinin de tasvir edildiği bu çalışma mutlaka görmeniz gereken bir parçadır. diğer ünlü bir isim Goya’dır. “The Naked Maja” (Çıplak Maja) çalışması ile yaptığı dönemde suçlanmıştır. Bosch tarafından yapılmış “The Garden of Delights” (Hazlar Bahçesi) de görülmeye değer bir eserdir. Rubens’in Zeus’un kızlarını tasvir ettiği “The Three Graces” (Üç Nezaket) de görülmelidir.




Retiro Park (İsp: Jardines del Retiro de Madrid): Madrid’deki ana parklardan biridir. Birçok heykel, anıt ve bir göle ev sahipliği yapan parkta ayrıca her yıl bir kitap fuarı ile çeşitli konserler düzenlenmektedir. Parkta Madrid 3/11 terörist saldırısı kurbanları için bir anıt vardır. . Önermiyoruz, ısrar ediyoruz. Huzur garantili. 330 dönümlük bu parkta bir göl, gül bahçesi, sokak sanatçılarıvar -Metro durağı: Retiro


Puerta de Alcalá (İng: Alcalá Gate): Madrid gezilecek yerler listesindeki en önemli simge yapılardan olan Puerta de Alcala neoklasik bir anıttır. Plaza de la Independencia (Independence Square / Özgürlük Meydanı) da bulunur. 1774 yılında Kral Charles III bir şehir kapısı yapılmasını istemesi üzerine 1778’de yapılmıştır. Anıtın tepesinde altı tane heykel bulunmaktadır. Bu heykeller Francisco Gutierrez ve Roberto Michel tarafından yapılmıştır. Anıta en yakın metro istasyonu Retiro’dur.




Plaza de Oriente: Madrid’in batısında yer alan bir meydandır. “Oriente” (Doğu / Doğu ile ilgili) adına rağmen şehrin batısındadır. Sürekli devam eden hareketli bir hayatın olduğu Madrid’de Plaza de Oriente sessiz bir yerdir. Yarı daire şeklindeki meydan ağaçlar ile çevrilidir ve meydanda İspanyol kralların heykelleri vardır. Plaza Espana’dan yürüme mesafesinde olan Plaza de Oriente’ye ulaşım kolaydır. En yakın metro istasyonu “Opera”dır. Ayrıca 3, 15 veya 20 numaralı otobüslerle buraya gelebilirsiniz.



Plaza de CibelesMadrid’deki ünlü meydanlardan biridir. Güzel mimarisi var.Alcala Sokağı, Paseo del Prado ve Paseo de Recoletos arasında bulunur. Madrid’in sembollerinden olan bu yer, Centro, Retiro ve Salamanca için sınırdır. Meydanın ortasında 1782’de yapılan Kibele Çeşmesi (Fountain of Cibeles) bulunmaktadır. Ventura  Rodriguez’in tasarladığı bu çeşme mermerden ve neoklasik tarzda yapılmıştır. Roma doğa tanrıçası Kibele’den adını almıştır. Bu eserde Kibele, iki aslan tarafından çekilen bir araç üzerinde görülür. Charles III döneminde yapılan bu çeşme Real Madrid futbol kulübü destekçileri tarafından zaferlerini kutlamak için kullanılmıştır. Meydanın dört bir köşesi 18. ve 20. yüzyılda inşa edilmiş sanat eserleri ile doludur. Plaza de Cibeles’de bulunan Kibele Sarayı (Cibeles Palace) da görülmeye değerdir. 1777 yılında Alba Dükü tarafından inşa edilen saray Ventura Rodriquez’in tasarladığı Fransız tarzı bir bahçe ile çevrilidir. Aynı meydanda dikkati çeken bir diğer yapı İspanya Banka Binası(Espana Bank Building)dır. 1882 – 1891 arasında yapılan banka binasının eski adları Dük Sarayı (Palace of Duke) ve Duchess of Bejar (Bejar Düşesi)dir. Ayrıca Linares Sarayı (Linares Palace) da Plaza De Cibeles’de bulunur. Barok tarzında inşa edilen bu yapı 1873 yılında yapılmıştır. Plaza de Cibeles’e metro 2. hat ile “Banco de Espana” durağında inerek gelebilirsiniz.





Guinness Rekorlar Kitabına göre "Dünyanın En Eski Restoranı" Madrid'deki Restaurante Botin. Madrid'e gidince bu tarihi ve meşhur restoranı görmeden olmaz dedik ve bu restorana gittik.



1725 yılından beri kapanmadan hizmet veren bir mekan şu an 3. nesil tarafından işletilşyormuş.  Botin Restoran ünlü yazar Ernest Hemingway'in uğrak yeri olup, kitaplarına girmiş. Meşhur ressam Goya burada garsonluk yapmış. Dışarıdan gayet sıradan 3 katlı bir bina olarak duran mekanda yemek yemedik ama görmeden de geçmedik. 


Plaza Mayor'un hemen bir alt sokağında bulunuyor ve  Sol Meydanına çok kısa bir yürüme mesafesinde. bir farklı bir yönden ulaştık ve zor gördük mekanı:)) fakat mekanı inceleme sonrası anında plaza mayor a ulaşınca şaşkılığımızı gizleyemedik:)))


Plaza Mayor: Madrid’in ana meydanlarından biridir. Şehir merkezinde yer alan meydan Puerta del Sol’e yürüme mesafesindedir. Turistlerin uğrak noktalarından biridir. Meydan çok merkezi bir noktadadır ve yürüyerek ulaşılabilir. Metro ile gelmek isteyenler 2 numaralı hattı kullanmalıdır. Habsburg döneminde inşa edilmiştir. Meydan 129 metre uzunluğunda 94 metre genişliğindedir. Meydana çevrelen üç katlı binanın 237 tane balkonu doğrudan Plaza Mayor’a bakar.Plaza Mayor’de yer alan kafe ve restoranların pahalı olmasına rağmen burada oturup tarihin tadını çıkarmak paha biçilemez. Madrid mutfağından “calamari sandviç” meşhurdur .burada yiyebilirsiniz. Felipe II  ve mimarı Juan de Herrera tarafından tasarlanan meydan Felipe III’in dönemi sırasında 1620’de açılmıştır. Felipe III’in heykeli de meydanda görülebilir. Juan Gomez de Mora meydana üçgen şeklini vermiştir. Yangından etkilenen meydana son şekli 1853 yılında verilmiştir.  Zaman içerisinde Plaza Mayor’e farklı isimler verilmiştir. Toledo ve Atocha yollarında yer alan kısım aslında “Plaza del Arrabal” pazarının alanıydı ve bu nedenle öncelikle bu adı aldı. Sonrasında meydanın ismi “Plaza Mayor” olarak değiştirildi. Daha sonra yine farklı isimler verildi. Bu isimler “Plaza de la Constitucion”, “Plaza Real” ve “Plaza de la Republica” olmuştur. İspanyol Sivil Savaşı sonunda meydana yine Plaza Mayor denmiştir. O dönemde bu meydanda idamlar, yargılamalar, taç giydirme törenleri, boğa güreşleri gibi olaylar gerçekleşti. Günümüzde Plaza Mayor genelde üç katlı evlerle çevrilmiştir. Bu evlerin balkonları meydana bakar ve genelde zengin ve şanslı kesimin yaşadığı bir yerdir. Meydanın kuzeyinde “Casa de la Panaderia” bulunur ve bu dört katlı bina adını büyük ihtimalle daha önce aynı yerde bulunan fırından almaktadır. Dış yüzündeki renkli freskleri ile bilinen bu bina 1590 yılında yapılmış ve birkaç kez restorasyon çalışması geçirmiştir. Son olarak 1992 yılında Carlos Franco tarafından freskler tamir edilmiştir.


plaza mayor giriş kısmında yerde yazan yazı




Madrid sokaklarından, dükkanlarından görüntüler


















































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder