19 Eylül 2015 Cumartesi

VAN

VAN
Anadolujet' in  kampanyasından yararlanıp Van Gezisi planlamıştık. Okulların tatil olduğu gün Van Gölü manzarası eşliğinde Van Ferit Melen Havaalanına iniş yapıp  gezimize başlamış olduk. Yolculuğumuz bir buçuk saat kadar sürdü. Van Gölü yerine Deniz tabiri kullanıldığını gitmeden yaptığım araştırma sonucu fark ettim. İster istemez deniz kelimesi kullanılıyor:) tecrübeyle sabit...bir gölün ötesinde havası var :))
Deprem sonrası şehirleşmenin baş unsuru TOKİ ler :)




Van Gölü


dönüş yolculuğunda bir uçağın kalkış hazırlıklarını ve kalkışını o kadar ayrıntılı izledim ki bilmediğim bir şeyi öğrendim...uçak geri geri gidemezmiş :)) yaptığım araştırmalara göre :) geri gitme özelliği kısmen olsa da uçağın kuyruğunun yere değmemesi ,çevreye zarar vermemesi için  çoğu havaalanında uçakların geri geri gitmesini sağlamak için pushback işlemi uygulanırmış. Bu da uçakların geri geri gitmesi için başka bir araç tarafından önden itilmesi manasına gelir. İşte bu aşamaları izlemiş oldum.Çok keyifliydi...

Bu arada geldiğimiz uçakla döndük...Uçağımızın İsmi Silifkeydi..isminden ötürü bu çıkarımı yapabildim:)


Havaalanından  öğretmenevine taksi dolmuşla gittik. Kişi başı 5 TL.


Van ekmekleri 

Öğretmenevine eşyamızı bırakıp kahvaltı yapacağımız mekanı ve Van ı genel olarak görelim istedik.
Bak Hele Bak Yusuf Konak mekanımız...

Öğretmenevindeki personelle iletişimimiz süperdi..o esnada görevli olan personelin dediğini zor anlıyoruz  :) ödemeyi günlük olarak aldı. Ertesi gün mü ödeyelim kalan ücreti çünkü bir gün daha kalacağız  dedim. Yer olursa kalabilirsiniz ödersiniz gibi bir şey söyledi. Nasıl yani dedim. Yer ayırttık biz. O zaman tamam yarın ödersiniz dedi:))) O esnada kısmi bir şok durumu ve eğlence çıkmış oldu bize...

 Van'da Kürtçe çok yaygın Türkçe konuşurken sıkıntı yaşayan kişiler dikkatimizi çekti. Öğretmenevindeki sigara yasağı uyarısı bile bize çok şey anlatıyor bence..ana dil Kürtçe..İngilizce ve Türkçe aynı sınıfta :) her türlü turistiz yani bu tabelaya göre yerli de yabancı da sayılabiliriz :))

Ağrı'da ise Türkçe çok düzgün anlaşılır şekilde konuşuluyor. Van Ağrı kıyaslaması yapmış olayım :)


Van Kahvaltımız
Çok meşhur edilecek bir kahvaltı değil bence. Nasıl meşhur olmuş bilmiyordum.bunu da araştırınca şu bilgiye ulaştım :)
 Van kahvaltısı, işlerine çok erken giden Van erkeklerinin inceliği sebebiyle ortaya çıkmış. Vanlı erkekler, hanımları erken uyanarak yorulmasınlar diye kahvaltılarını genellikle evlerinde değil de çarşıda, pazarda yaparlarmış. Bu durum Van'da birçok kahvaltı salonunun açılmasına ve zaman içerisinde bir kahvaltı kültürünün oluşmasına sebep olmuş. Bu kahvaltıya alışan erkekler, evlerinde oldukları zamanlarda da alışık oldukları lezzetlerin hepsini bir arada istemeye başlayınca, bu kültür evlere de mâl olmuş. 

Gerçekten de Van'da erkenden uyandım iki gün de. Geç kalktığımı düşündüğümde bile saate bakınca 7-8 olduğunu gördüm. Van kahvaltı salonlarının sabah 4 te 4.30 da açıldığını okuyunca şaşırmıştım ama ben bile 7 de uykumu almışsam saati 10 gibi hissederek uyanmışsam saat beşte altıda gayet rahat kahvaltı yapılır. Gün erken başlıyor Van'da...

Mekanda Hizmet güzeldi. Çay içer misin?,  doldurayım mı? çay ister misin? türevi sorular soruldu bol bol...Sen hitabı çok hoş :) Türkçemiz:) in farklı yorumlanışını sevdik :))

yumurtayı nasıl tercih edeceğiniz soruluyor.kavurmalı
 sucuklu, kaşarlı, menemen gibi..ben okuduklarım doğrultusunda kavurmanın meşhur olduğunu öğrendim. kavurmalı yumurta seçtik. Tam eşimin istediği kıvamda pişmişti..ben biraz daha pişmiş seviyorum :)

otlu peynir, bal, kaymak, zeytin,domates salatalık, tahin pekmez,yeşil ve siyah zeytin, gül reçeli,beyaz peynir, kaşar peyniri, un helvası , Van ekmeği :)

diğer yöresel lezzetleri kısaca anlatırsam

MurtuğaTereyağı 250gr, yumurta 4 adet, 1 su bardağı un.

Yapılışı : Bakır bir tencerede yağ eritilir. Yağı kızdıktan sonra unu azar azar dökülerek iyice karıştırılır, hafif sarı renkte kavrulur (buna çörek içi denir), diğer tarafta bir kasede çatalla çırpılmış yumurtalar çörek içinin üzerine gezdirilerek dökülür, bu esnada yumurta çörek içine karışır ve kabarır, fazla dağılmamasına dikkat edilerek çatalla çevrilir ve diğer tarafın pişmesi sağlanır.Servis tabağına alınır, genellikle bal ya da reçelle yenir. 

Kuru Cacık :Süzme yoğurdun içerisine ince doğranmış maydanoz, isteğe göre dere otu, tuz karıştırılır, arzu edilirse acı biber doğranır, kahvaltılarda yenir.
Süzme yoğurt yerine çökelek de katılabilir, içine tereyağı eklenir yada tereyağı yanına bırakılarak servis yapılır.

Gavut : Buğdayın kavrularak öğütülmesi sonucu elde edilen bir un çeşididir. Günlük yeneceği zaman yağ ile karıştırılarak sıcak olarak servis edilir. Genellikle sabah kahvaltılarında tüketilir. 
Gavut, Urartular zamanında uzun savaşlar sırasında askerlerin beslenmesinde kullanılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Hem sabah kahvaltılarında hem de ramazan ayında sahurda yaygın olarak tüketilir.
Gavut, yapılan analiz sonuçlarına göre % 94.2 kurumadde, % 3.32 yağ, % 4.14 kül ve % 13.2 protein içermektedir.



Kahvaltı sonrası kiraladığımız otomobili alacağımız süreye kadar bir iki yer gezdik. Rus pazarı bunlardan biri..
Göl ve kedi figürlü havlular 



Müzenin bahçesi geziliyordu sadece. Baktık çıktık.



Arabamızı internetten kiraladık. Avis'ten. Memnun Kaldık. Seçtiğimiz araçtan daha iyi sınıf ve süre olarak bir iki saat geç teslim jesti yaptılar bize, bizi biraz beklettikleri için. Bu bizim için çok güzel oldu.

Ağrı-Doğubeyazıt yoluna koyulduk. Yol üzerindeki durağımız Muradiye Şelalesi.


Van merkeze 80 om uzaklıkta. Adını Bağdat seferine çıkan IV. Murattan almış. Sefer esnasında burada konakladığı rivayet ediliyor.

Bend-i Mahi çayı üzerindeki Köprüden Görüntüler

Asma Köprüden bol sallantılı şekilde geçmek ayrı bir keyif
Şelale 50 metre yüksekliğindeymiş.









Bend-i Mahi Çayı, Muradiye Şelalesi ve Asma Köprü  
bir arada

                                      Şelale sonrası Doğubeyazıt'a doğru yola devam ediyoruz.

Dikkat Düşük Viteste İniniz Tabelası
Altta da İran sınırına yaklaştığımız için .muhtemelen Farsçası yazıyor. 

Doğubeyazıt -İRAN yönünü takip ediyoruz.


  AĞRI Dağı (Büyük Ağrı- Küçük Ağrı)

 
Devamı Ağrı Bölümünde bir sonraki yazıda mevcut...şimdi Ağrı gezisi ile sona eren günün ardından Van Sabahına uyanıp Vanda gezdiğimiz gördüğümüz yediğimiz içtiğimiz bölümü anlatmaya başlayayım.

Öğretmenevindeki kahvaltımız sonrası kiraladığımız arabayla Akdamar Kilisesi'ne doğru yola çıktık. Van Gevaş ilçesi yönünde ilerliyoruz. Yolda manzaramız Van Gölü-Denizi...sahile sahip bir göle haliyle deniz diyoruz biz bile :))



arabamızı iskelenin önüne park edip teknemize biniyoruz. Kişi başı 10 tl ödeme yapıyoruz bu ücrete  gidiş dönüş  dahil





20 dakika süren bir yolculuk sonrası Akdamar adasına iniyoruz.








Adadan Teknemiz

Akdamar Kilisesi



https://tr.wikipedia.org/wiki/Akdamar_Kilisesi adresinden alıntıladığım yazı aşağıda yer alıyor. Merak edenler göz gezdirebilir.

Surp Haç kilisesi, Kudüs'ten İran'a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilen Hakiki Haç'ın bir parçasını barındırmak maksadıyla Kral I. Gagik'in emriyle 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiştir. Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında sayılır. Kızıl andezit taşından inşa edilmiş olan kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap'tan alınma sahnelerle bezenmiştir. Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde eşsiz bir konuma sahiptir.

Doğudaki birçok başka Ermeni anıtı ile birlikte Aktamar Kilisesinin de 1951'de hükümet emriyle yıkımı kararlaştırılmış, 25 Haziran 1951'de başlatılan yıkım çalışması o dönemde genç bir gazeteci olan ve tesadüfen olaydan haberdar olanYaşar Kemal'in müdahalesiyle durdurulmuştur.
Onyıllar boyunca bakımsız olarak kalan kilise 2005-2007 döneminde Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığıöncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiştir. Restorasyon çalışması bazı uluslararası kültür çevrelerinde "siyasi amaçlı" olarak tanımlanmıştır.Kilise 29 Mart 2007 tarihinde TC Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Ermenistan Kültür Bakan Yardımcısının katılımıyla müze olarak tekrar açılmıştır.Restorasyon çalışması sonrası, kilisede 19 Eylül 2010 tarihinde Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclisi Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan yönetiminde bir ayin düzenlenmiştir, bu 95 yıl aradan sonra burada düzenlenen ilk ayindir.





Efsaneye Göre Akdamar isminin hikayesi şöyle;

Çok eski dönemlerde Van’da bir keşiş yaşarmış ve keşişin güzel mi güzel Tamara adında bir de kızı varmış. Keşişin kızı o kadar güzelmiş ki, gören gönlünden vurgun yermiş. Vanlı genç delikanlılar Tamara’nın peşinde dolaşa dursunlar, O gönlünü yiğitler yiğidi yakışıklı bir Türk gencine kaptırmıştır. Bir süre gizlice buluşmaya devam eden aşıkların durumunu Van’da işitmeyen kalmaz. Kızın babası olan keşiş de bunu duymuş, kızını bu sevdadan vazgeçirmeye çalışsa da başarılı olamaz ve yegane çare olarak kızını Van’dan uzaklaştırmak olduğunu düşünür.

Van Gölü’nde bulunan Akdamar Adası’nda bir kilise yaptırarak, bundan sonraki hayatını kızıyla birlikte bu adada geçirmeye karar verir. Türk genci ile Tamara’nın aşkı o kadar güçlü ve engel tanımazmış ki, Tamara bir fenerle yerini belli eder, Türk genci de her gece yüzerek adaya çıkarmış. Sabaha kadar birlikte olduktan sonra aydınlık olmadan tekrar yüzerek kıyıya dönermiş. Belli bir süre sonra keşiş, iki aşığın buluştuklarını öğrenir ve Türk gencine bir tuzak hazırlar. Keşiş, Tamara’nın işaret fenerinin yerini değiştirir, fakat bundan ne Tamara ne de Türk genci haberdardır.

Aşık genç delikanlı, her gece olduğu gibi kıyıdan suya girer ve adadaki fenerin ışığına doğru yüzmeye başlar. O gece göl dalgalı ve aşırı derecede karanlıktır. Delikanlı yüzmeye devam ettikçe sanki ışık uzaklaşmaktadır. Göldeki dalgalar iyice azmıştır ve gücü iyice tükenen delikanlı keskin kayalıklara çarparak parçalanır. Sulara gömülürken de “ Ah Tamara, Ah Tamara…” diyerek feryat eder. Bu feryatları kayalıklardan yankılanarak Tamara’ya kadar gelir. Tamara da buna dayanamaz ve kendini azgın dalgalara bırakır ve kaybolur. İki aşık genç Van Gölü’nün derinliklerinde buluşurlar. “Ah Tamara” feryatları değiştirilerek “Akdamar” ismi verilmiş ve bu isimle anılmaya başlamış.




kuyudaki paracıklar:)

içinden ziyade kilisenin dışında işçilik emek var.









teknenin süzülüşü-1

 teknenin süzülüşü-2

                                                                    teknenin süzülüşü-3







Akdamar Kilisesini son kez fotoğraflayıp dönüş için hazırlığını yapan tekneye yetişiyoruz. 40 dakika gibi bir sürede adadaki gezimizi tamamladık:)


Dönüş yolculuğu başlasıııınnn...






Artos Dağı( Çadır Dağı) manzarası eşliğinde dönüş yolculuğu
güneş ve tekne rüzgarı, göl-deniz havası hafif yaktı bizi..sonradan fark ettik
sonrasında tam tatilci havamız oldu :))


iskelenin  çok yakınında Van Merkeze giden yolda  Selçuklu Mezarlığı ve Halime Hatun Kümbeti bulunuyor.

Hani şu arkasına yurt binası yapılmış olan, internette çokça fotoğrafı olan kümbet var ya..bu kümbet o kümbet işte..internetten bi fotoğraf  koyuyorum. mevzuyu bilenler hatırlasınlar diye.


işte meşhur fotoğraf



Edremit Van yolu üzerinden Merkeze doğru yol alıyoruz. Sıradaki Durağımız Van Kalesi


Van Evleri



Bu kısma girerken bir kulübede görevli oturuyor ve sanırım tipine göre bilet kesiyor. Çeşmede bu bölümde bulunduğu için çeşmeye giden tiplere bir şey sormuyor. Diğerlerine soruyor :)  gözlem yapardım ama vaktimiz yoktu:))neticede çeşmeye gidiyor gibi yapıp kaleye de çıkabilir isteyen :))) müzekartımız sayesinde çok rahat gezdiğimiz için görevli sorsun tabii sorun değil ama kulübe bence yanlış yerde duruyor. tam kaleye çıkış noktasının önüne koymak lazım...benden söylemesi:))) 



Kaleden  Eski Van'a bakış

kuş yuvası


Kaleden Mimar Sinan'ın eseri olan Van Hüsrev Paşa Camii'ne Bakış
Mimar Sinan 1535’teki İran Seferi’nde Van Gölü’nde askeri ulaşım için üç kadırga yapınca Haseki rütbesini almış.



 Van'a Bakış


Kaleden inip arabamıza doğru giderken bir bakış


Yol üstünde kedi evi görünce Van kedisi görmeden gitmemeliyiz dedim.




uykucu minik


Beslenme saatine denk gelmişiz :)




Kedi evi sonrası arabayı teslim ettik. Valizimizi de oraya bıraktık 3-4 saat sonra teslim almak üzere.
Ardından öğle yemeği zamanı teknoloji -uygulamalar sağolsun seçtik bir mekan.. Mangal Sarayı Et Salonu ....
mekana güle oynaya giderken bina beni şaşırttı. Allah ım yanlış bir seçim mi yaptık derken yediklerimiz hizmet ağırlanmamız ilgi memnun etti bizi çok şükür.




işte bu tabelayı görüp bu merdivenler çıkışım, hislerim çok tarifsizdi:)) 

mekanın alt katındaki dükkandan çektim bunu. avlanma yasağı vardı. gerçi kaçak avlayıp satan yerler varmış ama yanlışşşşş... sezonunda gidenler inci kefali yesinler deriz...
İnci kefali Van gölünün tuzlu sodalı suyunda yaşayan endemik bir balık türü.Önemi buradan kaynaklanıyor.



Yemek sonrası Elif pastanesine oturduk. dondurma künefe yedik ama künefe başarısızdı:)) Caddeden geçenleri izledik. Konum olarak güzeldi. Ve talep gören bir mekan anladığım kadarıyla 4 şubesi varmış ve bizim mekanda doluydu. 


Bu uyarı her şeyin özeti benim için... o kadar çok dondurmacı ve tatlıcı var ki anlatamam..hadi dondurma sezonu o yüzden bu kadar çok var diye anlayabiliyorum amaaa lokma tatlısı halka tatlısı satan yer o kadar çok ki Ağrı ve Van'da temel gıda tatlı galiba.  izmir lokması falan diye bağırarak satıyorlar. Çok şaşırdığım bir durum oldu paylaşmadan geçmeyeyim. Mağazalarda bu durumdan şikayetçi haliyle :)) işleri zor bu kadar üretim- tüketim söz konusuyken kurala uyan kaç kişi olur bilmiyorum :))



Son mekanımız çok başarılı Starbucks taklidi olan Kahve Durağı oluyor ve  kahve içiyoruz. Mekan hizmet lezzet sunum on numara.. Zaten mekanın önünden her geçtiğimizde uğrayalım buraya dedik.Sonunda vakit kalınca uğradık. Tavsiye ederiz.





Kaldığımız öğretmenevinin önünden kalkan dolmuşlara binip 15-20 dakikada havaalanına varıyoruz. Ücret kişi başı 1.5 TL idi sanırım.


Geldiğimiz uçak olan Silifke ile vaktinde uçuş gerçekleştiriyor Atlasjet ve çok şükür güzel sorunsuz bir haftasonu geçirmiş olarak yorgun ama mutlu iş başı yapıyoruz. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder